Masum Bir Aşk İtirafı
 

 Genç delikanlı heyecanlıydı. Heyecanını dışarıya belli etmemek istiyordu ama parmaklarını çıtlatması onu ele veriyordu. Genç kız ise delikanlıya göre daha rahattı. İkisi de şimdi havadan sudan konuşuyorlardı. Sonunda kız dayanamadı:

- Beni neden çağırdın buraya? Herhalde bunları konuşmak için değil. dedi kız.

Delikanlı şu anda heyecanının son sınırlarını yaşıyordu. Açık açık söyleyemeyeceğini düşündüğünden lafı kıvırıp dolaştırıp önce söyleyeceği şeye kızı alıştırmayı düşünüyordu. Konuşmaya nereden başlayacağını da bilmiyordu. Bu konularda o kadar acemiydi ki...

Sonunda konuşmaya başladı delikanlı:

- Hani böyle iki kişi birbirini çok sever ya. Hani diğer insanlardan daha çok sever. Bilirsin işte...

Kız bir şey anlamamış gibi cevap verdi:

- Nasıl yani Cenk? Söylediklerini anlayamıyorum.

Cenk, karşısında duran fettan kıza keskin bir bakış attıktan sonra konuşmaya devam etti:

- Tuğçe! Hani bir kişiyi çok seversin. Onu hayattaki herşeyden üstün tutarsın ve hep onun yanında olmasını istersin ya. Hani o olmadan geçirdiğin saatler sana işkence gibi gelir ya. Eminim sen de biliyorsundur bu duyguları. Anlamış olman gerekir.

Kız hınzırca gülümsemişti ama anlamamazlıktan gelmeye devam ediyordu:

- Cenk, söylemeye çalıştıklarından bir şeyler anlamaya çalışıyorum ve aslında anlıyor gibiyim ama biraz daha açık konuşmak gerek.

Cenk artık sevinmeye de başlamıştı. Çünkü Tuğçe, Cenk`in söylediklerini anlamaya başladığını söylerken gülüyordu. Bu da demekti ki Tuğçe de bu işe sıcak bakıyordu. Hatta belki de bundan önce uzun süre iki arkadaş oldukları sırada da, tıpkı Cenk gibi onunla sevgili olmayı istemişti. Cenk konuşmaya devam etti:

- Biliyorsun aşk denen şey dünyadaki en güzel duygudur ve herkesin, mutlu olabilmek için bu duyguyu tatması gerekmektedir. İnsan, bu duyguyu tatma fırsatı ayağına gelince asla tepmemelidir.

Buradan sonra sözü Tuğçe ele aldı ve devam etti:

- Haklısın Cenk. Hatta bazen aşık olan kişi aşkını düzgünce itiraf edemeyip yan yollara sapabiliyor. Ağzında geveleyip geleveleyip söylemediği oluyor aşık olan kişinin. Ama buna hiç gerek yok aslında. Aşık olan kişi, üstelik bu erkekse aşkını hiç gecikmeden söylemelidir.

Cenk artık havalarda uçuyordu. İşte, Tuğçe de onu seviyordu ve neredeyse bunu açık açık Cenk`e söyleyecekti. Tuğçe devam etti:

- Biliyor musun ben her zaman medeni cesareti yüksek olan kimseleri severim. Aşık olduğunu açıkça söylemek gerekir. Hem bunda ne kötülük var ki değil mi? İnsan aşık olmuşsa, çekinmeden söylemeli.

Cenk artık iyice cesaretlenmiş ve aşkını açıklayacaktı ki Tuğçe`nin ağzından dökülenlerle derhal vazgeçti:

- Cenk! Biliyorum seni Hakan gönderdi. Onun bana aşık olduğunu söylemeye çalışıyorsun iki saattir. Ama biz onunla dün görüştük ve bana her şeyi kendisi söyledi. Ben de zaten uzun zamandır ondan hoşlanıyordum ama bir yol söyleyemiyordum. Sonunda o söyledi ve biz artık beraberiz. Ona deliler gibi aşığım.

Cenk arkasını döndü ve cebinden çıkardığı küçük mendili gözlerine sürdükten sonra ne söyleyeceğini bilemez bir şekilde ayağa kalktı. Sesi buruklaşmış olduğu hâlde konuşuyordu:

- Ben gideyim o zaman Tuğçe.

Bunu söylerken yavaş yavaş yürümeye başladı. Az önceki sevinçli hâlinden eser kalmamıştı. Cenk ağır ağır yürürken Tuğçe arkasından seslendi:

- Hakan`ı görürsen onu yarın sözleştiğimiz yerde beklediğimi söyle Cenk!

Cenk artık gözyaşlarına engel olamıyordu. Son bir çaba sesini düzgün çıkarmaya çalışıp cevap verdi:

- Onu artık görebileceğimi sanmıyorum...

 
  Şimdiye Kadar Bu Kadar Kişi: 1322 ziyaretçi (2311 klik) Sana Olan Aşkımı Gördü...  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol